Follow Us @ozgurkitaplar

Temmuz 31, 2015

Ölüm Emri - James Dashner // Kitap Yorumu

Temmuz 31, 2015 0 Comments

Kitap: Labirent Ölüm Emri
Özgün Adı: The Kill Order
Yazar: James DashnerSeri: Maze Runner 0,5 (4)
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 397
Türü: Distopya, Yeni Yetişkin
Goodreads Puanı: 3,71
Benim Puanım: 3/5





Arka Kapak

Ani bir patlamayla sonun geldiğini sandılar. 

İsyan kurulmadan, Kayran inşa edilmeden ve Thomas, Labirent'e girmeden önce bir güneş patlaması dünyayı vurmuş, insan nüfusunun çoğunu öldürmüştür.

Ancak en kötü günler henüz yaşanmadı.

Mark ve Trina o yıkımdan sağ çıkmayı başarmıştır. Ama şimdi bir virüs hızla yayılmaktadır; insanları cinnete ve cinayete sürükleyen bir virüs. 

Tedavi yok. Kaçış yok. 

İki genç, hayatta kalmayı başarabilirlerse insanlığın geri kalanını kurtarmanın bir yolunu bulabileceklerine de ikna olurlar. Çünkü bu yeni, yıkılmış dünyada her yaşamın bir bedeli vardır. Ve bazıları için ölünüz, dirinizden daha değerlidir. 

Son aslında sadece bir başlangıçtır.


"Geçmişi ve geleceği bugünle harmanlayan Ölüm Emri hem distopya türünün klasik eserlerini anımsatıyor hem de Dashner'ın çok satan Labirent üçlemesinin temelini sağlamlaştırıyor."
-Kirkus Reviews-


Benim Yorumum

Seri bitti. Hala inanılmaz geliyor. Gerçi ben bu seride en çok ölümcül kaçış ve alev deneylerini sevdim gerisi benim için boş gibiydi. Ölüm emrini okurken sorularıma cevap alabileceğimi sandım ama umduğum gibi olmadı. Ben bu seride gereksiz ölümlere alıştım özellikle son isyan kitabından sonra. Keske James daha az gereksiz ölüm yapsaydı yani bazı ölümler falan saçma geliyor özellikle son isyan ölümleri hâlâ bana sinir bozucu geliyor.

Ayrıca cevapsız sorularda var. Mesela Dünya neden birden güneş patlamasına maruz kaldı anlamadım. Kitapta daha çok Işıl yani önceki kitaplarda da adı geçen Işıl virüsünün geçmişi üzerinde çok fazla durulmuş. Keske biraz da İsyanın üzerinde durulsaydı.

Işıl yani insanların delirmesine neden olan virüs PSK yani Patlama Sonrası Koalisyonu için üretilen virüs. Amaçları patlamadan sonra azalan kaynakların tükenmesini önlemek için nüfusun yarısını ortadan kaldırmak için bu virüsü yaymak. Fakat işler umdukları gibi gitmiyor çünkü virüs tehlikeli bir hâl alıyor. 

Kitapta eski karakterleri göremiyoruz zaten. Sadece ilk birinci bölümde ve son bölümde eski karakterlerden iki kişiyi görüyoruz. İpucu vereyim mesela kitabın temelini oluşturan iki karakter ;) 

Bu kitapta yeni kişiler görüyoruz. Çünkü kitapta 12 yıl öncesine dönüyorlar. Mark, Trina, Deedee, Alec, Lana, Darnell, Misty, Toad gibi kişiler giriyor. Bunlar Güneş Patlamasından sağ çıkan insanlardan bir kaçı ve yaşamak için yaptıkları kamp alanına bir gün kayaç saldırıyor ve rastgele insanları öldürüyorlar. Buradan sağ kurtulanlar bu insanların amacını araştırmaya başlıyorlar. 

Tabi ki her zaman ki gibi akıcı bir kitap oldu. James gerçekten yazdığı kitapların hepsinde akıcı ve sürükleyici geçmesini sağlıyor. Kitap olmasa da olurdu tabiki çünkü seri hakkında zaten çok fazla bir bilgi yok. Keşke kitap Thomas ve Teresa aynı zamanda Minho, Newt falan olsaydı ama olmadı başka karakterler vardı. Artık karakterlerin bir anda ölmesine alıştık diğer kitaplarından. James klasiği oldu bu resmen. Yani güzel bir seriydi bitti. Önerir miyim son iki kitaptan biraz düşünceli olduğum için kararsız kalırım. Bu kitaba da 3 verdim zaten onu da ilk kitapların hatrına. Keşke seri ölümcül kaçış ve alev deneyleri gibi olsaydı çünkü son isyan ve ölüm emrinde beklediğimi bulamadım.

Sadece Thomas, Minho ve Newt arkadaşlığını özleyeceğim :( Ah thomas :**



Temmuz 30, 2015

Safir Mavi - Kerstin Gier // Kitap Yorumu

Temmuz 30, 2015 0 Comments
Kitap: Safir Mavi
Özgün Adı: Saphirblau
Yazar: Kerstin Gier
Seri: Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 2/3
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 365 (Ciltli)
Tür: Genç Yetişkin, Fantastik, Zaman Yolculuğu
Goodreads Puanı: 4,20
Benim Puanım: 5/5
Satın Almak İçin: D&R, Kitapyurdu, Okuoku




Arka Kapak

Zamanda yolculuk aşka engel olabilir mi?

Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir! En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.

Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)

Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır!

Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...
"Eğlenceli ve gizemli! Belki de aşk, zaman ve mekânın tüm kurallarını yıkabilecek tek şeydir!"
Barbara Wegmann


Benim Yorumum

Serinin ilk kitabı Yakut Kırmızı'nın yorumuna buradan ulaşabilirsiniz bir tıkla.

Aşk tüm zamanların içinden geçer serisinin ikinci kitabı Safir Mavi bitti ve süper bitti :D Öncelikle ben bu kitabı da sevdim. Sevilmemesi imkansız tabiki kitabın tasarımı o kadar harika ve orjinal ki bayıldım. Bazı yorumlar da kitapta eksiklik olduğu ve kitabın pasif geçtiği söyleniyor. Ben buna pek fazla katılmıyorum. Tamam kitapta belki bir aksiyon eksikliği var ama o kadar kötü değil. Ben bu kitabı gelişme bölümü gibi gördüm. Yakut Kırmızı giriş, Safir Mavi gelişme ve Zümrüt Yeşil de sonuç gibi.

Kitap gerçekten güzel. Ben her karaktere bayıldım ama bu kitapta Gideon'a biraz gıcıkta oldum hani :D Ayrıca yeni karakterimiz olan Xemerius sevdiğim karakterler arasına girdi ve çok sevimliydi. Xemerius bir iblis. Kendisine öyle diyordu yani. Ben buna hayalet dedim yani bir gargoyle hayaleti diyorlar. Kitaba hemen başta kilisede giriyor. Kitabın en sevdiğim hayaleti Xemerius oldu ama zaten bu kitapta çok fazla james ve robert yok. Onları daha fazla görmek isterdim ama olmadı ki yine de Xemerius arayı kapattı. Leslie yani Gwendolyn'in en yakın arkadaşı da tabiki sevilen karakterler arasında. Ayrıca yeni bir kişi daha giriyor ve bu Gideon'un kardeşi Raphael ki kitapta baya yakışıklı olduğu belirtiliyor. Benim bile ağzının suyu aktı hani :D


İlk kitap bir kilisede Gideon ve Gwendolyn yakınlaşmasında bitmişti. Bende hemen ikinci kitaba geçmiştim. İlk kitaptan daha iyi bitti bence safir mavi. Şimdi ne olucak acaba falan diye merak ediyor insan. Bu kitapta Gwendolyn'ın aslında çok önemli olduğunu öğrendik özellikle son bölümde. Konta da sinir oldum ayrıca. Bir de lucy ve paul kitapta yoktu son bölümde Paul'u gördük ama Lucy yoktu keşke ikiside olsaydı. Ayrıca charlotte'a çok sinir oldum. Sinir bozucu bir karakter bir ara biri şu kızı dövsün artık yeter falan dedim╰_╯

Kısaca ben bu kitabı da sevdim. Akıcı ve güzel bir kitaptı. Aksiyon eksikliği var ama olsun yine de güzel bir bitiş vardı. Komik, eğlenceli ve sevimli bir kitap oldu. Gideon'a da sinir oldum. Çok uyuz davranıyor bazen falan. Neyse ben kesinlikle bu seriyi almanızı ve okumanızı öneririm. Çok tatliş bir seri ve tatlı tatlı kapaklar, şirin şirin sayfalar var. Yazar şimdiden favori yazarlarım arasına girdi. Alın okuyun ha döverim bak :D



Alıntılar

"Bir annen mi var?" Ağzımdan çıkar çıkmaz ne budalaca bir soru olduğunu fark ettim. Tanrım!
Gideon bir kaşını kaldırdı.
"Ne sandın?" diye sordu alay ederek. "Falk amca ve Bay George tarafından üretilmiş bir android olduğumu mu?"
"Bana şu zaman yolculuğunu açıklar mısın?" dedi Xemerius.
"Bunu ben bile anlamıyorum"
"Bana bir kedi satın alacak mısın?"
"Hayır."
"Eğer sen ve Charlotte..." 
"Ben ve Charlotte, ne?" dedi Gideon.
"...aranızda arkadaşlıktan öte bir şey varsa."
"Bunu kim söylüyor?
"Sen?"
"Ben öyle bir şey söylemedim."
"Aha. Yani, şimdiye dek hiç öpüşmediniz mi?"
"Bunu da söylemedim."
"Bir dakika çeneni kapa, olur mu? Burada sana ilan-ı aşk etmek için tüm cesaretimi toplamaya çalışıyorum. Bu konuda hiç deneme yapmadım."
"Efendim?"
"Sana aşık oldum," dedi ciddi bir sesle. "Gwendolyn."
"...ama bilindiği gibi umut en son ölen şeydi."

Temmuz 28, 2015

Yakut Kırmızı - Kerstin Gier || Kitap Yorumu

Temmuz 28, 2015 0 Comments
Kitap: Yakut Kırmızı
Özgün Adı: Rubinrot
Seri: Edelstein Trilogie #1/3
Yazar: Kerstin Gier
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Tür: Fantastik, Genç Yetişkin, Bilim Kurgu
Sayfa Sayısı: 352 (Ciltli)
Goodreads Puanı: 4.13
Benim Puanım: 5/5
Satın Almak İçin: D&R, Kitapyurdu, Okuoku




Arka Kapak

Zamanların sınırlarını aşan bir yolculuğa hazır mısınız?
O, on iki zaman yolcusundan biri. Ve hayatı tamamen değişmek üzere...

Bazen sır küpü bir ailede yaşamak gerçekten de zordur. En azından 16 yaşındaki Gwendolyn bundan kesinlikle emindir. Ta ki günün birinde kendini 18. yüzyıl Londra'sında bulana dek. İşte o zaman ailesinin en büyük sırrını öğrenir: Zaman yolculuğu! Ancak bu yolculuklarda genç kızın hislerine yer yoktur.

Çünkü aşk, durumu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramaz!


Övgüler

"Eğer bir romanın çikolatalı kek kadar yumuşak, tatlı ve baştan çıkarıcı olması mümkünse, Yakut Kırmızı kesinlikle o kitap olmalı. Bu son derece iştah açıcı, soluk kesici, bilim kurgu ve aşk macerası karışımını herkes bir oturuşta okuyacak."
— Augsburger Allgemeine

“Eğlenceli, romantik, merak uyandırıcı… Konu inanılmaz derecede sürükleyici ve elinizden bırakmanız imkânsız… Heyecan dolu finalleri, serinin bir sonraki kitabını sabırsızlıkla beklemenize neden olacak…”
—Justine Magazine

“Macera, romantizm ve tarih dolu bir seri arayan okuyuculara şiddetle tavsiye edilir.”
—School Library Journal

"Çoksatan yazar Kerstin Gier dünyanın en güzel duygusunu hiç kimsenin başaramadığı biçimde hayata geçiriyor!"

"Ateşli, komik ve acıklı: Gideon & Gwen aşklarıyla tüm zamanların sınırlarını aşıyorlar!"

"Uluslararası çok satan yazar Kerstin Gier'den unutamayacağınız ve bağımlısı olacağınız bir seri…"


Benim Yorumum

Şubat ayında aldığım bir seriydi ve çok övülen bir seri olduğu için elimdeki tek kitapları bitirerek buna öyle geçmek istedim ve ilk kitabını bitirdim. Daha önceden başlasaydım diyorum evet ama şimdi yaz tatili, kafam rahat ve bu süper bir seri yazımı daha güzel yaptı. Gerçekten çok eğlenceli, komik, heyecanlı ve serüven dolu bir seri. İyi ki çevirisi yapılmışta biz de okuyoruz. 
Öncelikle kitabın dış kapakları süper gerçekten orjinal kapaklar kullanılmış ve mükemmel olmuş aynı zamanda ciltli olması da süper. Kitabın iç tasarımı da müthiş. Ben bayıldım. Hatta bir ara okumasam da sarılayım falan diyordum :D


Kitap çok güzel gerçekten. Gwendolyn ve Gideon çok sevdiğim iki karakter oldu. Diğer karakterler de çok tatlıydı. Gwendolyn'in arkadaşı leslie ve hayalet arkadaşları James ve Robert çok sevdiğim karakterler arasında. Lucy ve Paul da çok tatlıydılar. Diyaloglar ve atışmalar komik ve eğlenceliydi.

Kitabı kısaca anlatırsam; Serinin ana konusu zaten zaman yolculuğu ile ilgili. Başlarda bir karışıklık yüzünden zaman yolculuğu eğitimini geç alan bir zaman yolcumuz var bu Gwendolyn. Onun gibi diğer zaman yolcusu ise Gideon. Eskilerden gelen bir gen ile zamanda yolculuk yapma yetenekleri oluyor. Erkeklerde 6 kişi ama bir kişi tek yumurta ikizi olduğu için iki kardeş zaman yolcusu oluyor. Kızlar da 6 kişi. Her zaman yolcusu bir taşı simgeliyor -yakut, elmas,kara turmalin, safir...-

Zaman yolculukları zaman yolcularının isteği dışında da gerçekleşebildiği için kronograf denen bir alet ile gidecekleri zamanı kendileri seçebiliyorlar.


Ben kitabı çok sevdim ve kesinlikle öneririm. Çok akıcı ve kendini okutturan bir kitap. Şirin bir anlatımı var. Heyecanlı, aksiyonlu, serüven dolu, komik ve merak uyandırıcı bir kitap. Kitabı alacak olursanız kesinlikle seriyi tam alın çünkü sürprizli sonlar bizi bekliyor. Diğer kitabı hemen okumak isteyenler olucak tıpkı benim gibi ve eğer eliniz de diğer kitaplar yoksa çok kötü bir duygu oluşuyor. Bu yüzden seriyi tam almanızı öneririm. Ben kutulu set olarak almıştım ve çok güzel. Çabuk okunan bir seri ve tekrar tekrar söylüyor ben bu kitaba bayıldım!! ^^

Ayrıca kitabın filmi var. Bende kitabı bitirdiğim için artık izleyebileceğim çünkü kitabı bitirdikten sonra izlemek istiyordum. Filmde ki oyuncular çok güzel. Filmi de izleyebilirsiniz bence kitap uyarlaması olduğu için fazla güzel olmayabilir ama oyuncular çok tatlı ** Aşağıda ki de filmin afişi :)


Alıntı

"Benimle evlenmek mi istiyorsun? 
Hem de Titanik'te? Delirdin mi?" 
"Ama çok romantik olurdu." 
"Buz dağına gelene dek." 

Temmuz 26, 2015

Paramparça - Kim Karr || Kitap Yorumu

Temmuz 26, 2015 0 Comments
Orjinal Adı: Torn
Seri: Connections
Seri Sayısı: 2/6
Yazar: Kim Karr
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Türü: New Adult, Romance
Sayfa Sayısı: 395
Goodreads Puanı: 4.24
Benim Puanım: 4/5
Satın Almak İçin: D&RKitapyurduOkuoku







Arka Kapak

Onlar birbirlerine aitti… 
Ta ki sırlar onları ayırana dek.

Rock yıldızı River Wilde, vazgeçilmez sevgisi ve sadakatiyle Dahlia London’ı umutsuzluğun kıyısından kurtarmış, onu hayata geri döndürmüştü. Şimdiyse birbirine dolanmış geçmişleri aşklarının gücünü test etmek üzereydi…

Dahlia, River ile tekrar karşılaştığında, gerçek aşkı bulduğuna ve “Hayatta Bir Kez”iyle birlikte olduğuna emin olmuştu. Fakat geçmişte bıraktığını düşündüğü birisi yeniden hayatına girdiğinde ve River’ın ustalıkla sakladığı sırları ortaya çıkmaya başladığında Dahlia’nın dünyası yeniden yerle bir olmaya başlamıştı.

River, Dahlia’ya hayatın fırtınanın geçmesini beklemekten ibaret olmadığını göstermek istiyordu; hayat yağmurun altında şarkı söylemekti! Fakat paramparça olmuş bir yürek kaç kere yeniden birleştirilebilirdi?


River ve Dahlia kendilerini bekleyen karmaşaya bu defa birlikte göğüs gerebilecekler miydi, yoksa hayatları paramparça mı olacaktı?


New York Times Çoksatan serisi İlişkiler’in ikinci kitabı PARAMPARÇA ile River Wilde ve Dahlia London’ın romantik ve heyecan dolu hikâyeleri kaldığı yerden devam ediyor.


Övgüler

“Duygusal, şaşırtıcı ve sonuna kadar ateşli.”
– K.A. Tucker, Lanetli ve On Küçük Nefes romanlarının yazarı 


“Daha ilk kelimeden beni için çekti… İnanılmaz derecede duygusal, romantik, ateşli ve bağımlılık yaratıcı bir seri.”
– Samantha Young, Londra Caddesi romanının New York Times Çoksatan yazarı.



Benim Yorumum

Geçen günlerde serinin ilk kitabını okumuştum. Yeni bir başlangıç kitabıyla başlayan İlişkiler Serisi ikinci kitap Paramparça ile devam ediyor.

Dikkat! Dikkat!
İlk kitabı okumayanlar için spoiler içerebilir. 

Kitap ilk kitabın bitişinden bir kaç gün öncesinde başlıyor. İlk kitapta ne kadar mutlu ve aşk dolu sahneler varsa ikinci kitapta da o kadar kavga ve olaylar vardı. İlk kitap biraz değişik bitmişti. Kitabın sonunda aslında Ben'in yani Dahlia'nın eski nişanlısının ölmediği her şeyin bir oyun olduğu Ben'in dönüşüyle anlaşılır. O olay yüzünden herkesin hayatı değişti ve ilk kitap merak uyandırıcı biçimde bitti. Paramparça da ise olayın etkileri baya sürdü. Dahlia şaşkınlık içinde Ben'in aslında ölmediği gerçeğiyle yüzleşti. River Dahlia'yı kaybetme korkusuyla başa çıkmaya çalıştı. 

Dikkat! Dikkat!
Spoiler bitmiştir rahatlıkla okuyabilirsiniz.

Bana göre bu seri aşkın çok güçlü bir duygu olduğunu anlattı. Gerçekten güçlüydü. River ve Dahlia karşılarına çıkan hiç bir olayda pes etmeyerek aşklarına tutundular. Ama bu son olay onlar için bir yıkım oldu. İkili her ne kadar sakin olmaya çalışsalarda olaylar karşısında tepkilerine hakim olamayarak birbirlerini kırdılar. Ama ne olursa olsun birbirlerine tutunduklarını kitabı okurken hepiniz görüceksinizdir.

Kitabı okurken ilk başlarda biraz sinir olmadım değil. Yani bazı yerler bana saçma geldi ve oralarda "Ne yapıyorsun kızım sen, ne oluyor ya, naptın ya salak mısın" diyerek geçirmiş olabilirim.
Aynı zamanda River'ın sahnelerinde "canım ya, aşkım benim, yerim ben seni be" derken bazen "bir dinleyeydin, yapma ya" falan da demiş olabilirim :D 

Bu iki kitapta da en sevdiğim karakter River Wilde oldu. Gerçekten onu okurken gözlerim kalp şeklini aldı resmen. Bir karakter de ilk defa bu kadar tutku, sadakat, sevgi, anlayış falan hepsinden yani gördüm. Hiç bir zaman kendinden ödün vermedi. Dahlia'ya karşı olan sadakatine bayıldım. Yani ben bazı kavgalarında kendimi inandırmıştım resmen kesin şimdi onu aldatıcak, kesin bir şey yapacak falan diye. Ama o hiç bir zaman kötü bir şey yapmadı ve her zaman kitapta sevgisini, sadakatini gördüm. Kitapta ona takılan Aşık Çocuk lakabını sonuna kadar hakediyor yani :D


Ben bu kitabı ikinci kitaptan daha çok sevdim gibi ama tabi iki kitapta bir bütün. Sinir olduğum, üzüldüğüm ki hatta bir ara gözlerim doldu, sevindiğim bol bol anlar oldu. Güzel bir seriydi. 

"River benim geleceğimdi..."

Bu sözü Dahlia söylüyor. Kitabı anlatan sözlerden birisi de buydu tabi ki. Gerçekten de onlar birbirlerinin geleceğiydi.

Bu seri 6 kitaplık bir seri zaten. Ama diğer kitaplarında yan karakterler anlatılıyor. Mesela 3. Kitapta River'ın kardeşi Xander anlatılıyor. 4'te Ben Covington ve 5'te de Ben'in arkadaşı Caleb anlatılıyor. 6. kitap henüz belki değil yazar yazıyormuş. Ben Bell'in hikâyesini ya da Dahlia'nın arkadaşı Aeria'nin anlatılmasını isterdim. 

Ayrıca Yabancı Yayınlarına her zaman güzel ayraçları için teşekkür etmek gerek. Bu serinin de ayraçları süperdi. 

İlk kitap olan Yeni Bir Başlangıç Yorumu için tıklayabilirsiniz. 

Alıntılar


"İşte tam da o an, bedenini benimkine yasladığında, anladım: Bu sefer elimden o kadar kolay
kurtulamayacaktı."

"Eğer bir dileğim olsaydı, tek bir dileğim, bu dileğim sen olurdun."

"Seni seveceğime söz verdim ben. Nasıl sevmem ki?"

Temmuz 12, 2015

İlk Defa - Cora Carmack // Kitap Yorumu

Temmuz 12, 2015 0 Comments
Kitap: İlk Defa
Orjinal Adı: Losing It
Yazar: Cora Carmack
Seri: Losing It (İlk Defa) 1/3
Yayınevi: Pena Yayınları
Sayfa Sayısı: 275
Türü: New Adult, Romantizm
Goodreads Puanı: 3.80
Benim Puanım: 4/5
Satın Almak İçin: D&RKitapyurduOkuoku














Arka Kapak

İlkler Asla Unutulmaz...

Üniversitenin tek bakiresi olarak mezun olmak istemeyen Bliss hızlıca birini bulup bu işi çözmeye karar verir. 

Mümkün olduğunca çabuk... 
Tek gecelik bir ilişki... 

Bliss o kişiyi bulur ancak gerçekten gülünç bir bahaneyle onu yatakta bırakarak kaçar. Ertesi gün sınıfa giren yeni tiyatro öğretmeni ona çok tanıdık geliyordur. Bliss tam sekiz saat önce onu yatakta bırakmıştır... 
Yalnız... Çıplak...

Övgüler

"Bu sıradışı ilişkiye bayıldım. Umarım Cora Carmack diğer kitaplarında harika karakterlerden bazılarına yeniden her verir."
-Lisasbookreview.com-

"Romans hayranlarına bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. Karakterler muhteşem, kitabı tatlı bir gülümsemeyle bitiriyorsunuz."
-forever17books.com-

"Bu yılki favori kitaplarımdan biri de İlk Defa. Tatlı, eğlenceli ve romantik. Hikâyesi kesinlikle beni esir aldı. Enfes tadına tekrar varabilmek için bir kez daha okuyacağım."
-adreamofbooks.blogspot.com-

"Karakterler o kadar iyi yazılmış ki onlar ne hissediyorsa sizde aynısını hissediyorsunuz. Kendi kendime güldüm, yanaklarım kızardı, âşık oldum, ağladım... Kesinlikle okunacaklar listenizde olmalı, hatta ilk sıraya bu kitabı yazın."
-reviewingwonderland.com-


Benim Yorumum

Ve ben bu ayın en şirin kitabını bitirdim. Kitap çok tatlıydı. Beğendiğim ve sevimli bulduğum bir yeni yetişkin romanıydı diyebilirim. Karakterler, konu yazım tarzı falan güzeldi. Okunması keyifli bir kitap oldu. Sayfaları hızlı hızlı çevirip bakalım şimdi ne olucak derken kitabı bitirmişim. 

Çok akıcı ve eğlenceli bir kitaptı. Okurken keyif aldım, güldüm ve eğlendim. Bliss ve konuşmasını çok sevdim. Espiriler, arkadaşlıklar falan çok güzeldi. Ayrıca kitapta aşk üçgeni olmaması güzel oldu. Yani bir süre sonra sıkılacağınız bir aşk üçgeni yok. O yüzden kitabı alarak keyifle okuyabilirsiniz. 

Bu yaz günlerinde içinizi serinleticek güzel bir kitap. Ben çok sevdim ki bence sizde seversiniz.

Ve Garrick. Bu bir ingiliz. Ve o aksan var ya insanı kendinden alır. Ben bayıldım bu Garrick ve Bliss ikilisine. Konuşmalar, diyaloglar keyifli ve komikti. 

“Aksanı. İngiliz aksanıyla konuşuyordu. Aman Tanrım, ölüyorum.”

Evet evet bunu Bliss söylüyor ve çok haklı. Garrick ve aksanı bir muhteşem :D

Size konuyu kısaca anlatayım. Bliss üniversitenin tek bakiresi ve mezun olmadan önce bundan kurtulmak istiyor. Ve bu konuyu yakın arkadaşı Kelsey'e anlatıyor. Kelsey onu bekaretinden kurtulması için bir bara götürüyor. Kimseyi beğenmeyen Bliss arkadaşının ısrarından kurtulmak için tuvalete gidiyor. Giderken barda Shakespeare okuyan ve yalnız birisini görüyor ve ona laf atıyor. Eh tabi ki Shakespeare okuyan adam Garrick. Garrick ona cevap vermek için konuşunca Bliss çoktan onun ingiliz aksanıyla büyülenir. 

Garrick kapıda kalmış ve çilingir beklerken biraz barda oturmaya karar vermiş. O sırada Bliss ile tanışıyorlar. 

İkili eve gidince Bliss motosikletten inerken sıcak boruya bacağını değdirir ve yanar. Garrick Bliss'e yardım etmek için onun evine giderler. O sırada işler alevlenince kendilerini yatakta bulurlar ama çok geçmeden Bliss komik bir bahaneyle evden koşarak kaçar.

Ama tabi ki işler o kadar da kolay değil. Çünkü Bliss ertesi gün çırılçıplak bırakıp kaçtığı ve bir daha görmeyi ummadığı adamı tiyatro sınıfında onun yeni tiyatro öğretmeni olarak bulur.

İşte böyle başlayan bir komik bir romantik komedi tarzı kitap. Ben gerçekten kitabı çok sevdim ve keyifle okudum. Eğlenceli ve keyifli zaman geçirmek için bu tatlı aşk kitabını alabilirsiniz. 


Alıntılar

"Tanrı yardımcım olsun ama öğretmeninin erkek arkadaşım olmasını istiyordum."

"Ona 'belki' dememin gerçek nedenini biliyor olsaydı... eğer bizi ayıranın ne olduğunu bilseydi... büyük olasılıkla beni hor görmekte hiç zorluk çekmezdi."

"Şimdilik sana sahip olamıyor olmam, onun seninle birlikte olmasını, sorun etmeyeceğim anlamına gelmez."

"Umutlar ve hayaller harikadır ama sağlam bir plandan çok daha kolay bozuklurlar." 

Temmuz 10, 2015

Yeni Bir Başlangıç - Kim Karr // Kitap Yorumu

Temmuz 10, 2015 0 Comments
Kitap: Yeni Bir Başlangıç
Orjinal Adı: Connected
Seri: Connections
Seri Sayısı: 1/6
Yazar: Kim Karr
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Türü: New Adult, Romance
Sayfa Sayısı: 382
Goodreads Puanı: 4.14
Benim Puanım: 4/5
Satın Almak İçin: D&R, Kitapyurdu, Okuoku





Arka Kapak

Ya "Hayatta Bir Kez" olabilecek bir şey için ikinci bir şansınız varsa? 

Trajediyle dolu geçmişi Dahlia London'ın ruhunu tamamen parçalamıştı. Mutlu son onun için bir hayalden bile uzaktı. 

Ama ya yeni bir başlangıç şansı olsaydı?

Wilde Ones'ın solisti River Wilde, Dahlia'nın hayatına yeniden girdiğinde, ilişkilerini ateşleyen güç, geçmişte engel olunan duyguların da etkisiyle fazlasıyla yoğundu. 

Dahlia, geçmişin izleri ve yeni hayatı arasında bocalarken hissettiği acı yavaş yavaş hafifliyordu ama suçluluk duygusundan kurtulamıyordu. River, onun kurtarıcısı olmak istiyor, onu yeniden hayata döndüren adam olmak için her şeyi yapıyordu. 

Ama peşlerini hiç bırakmayan bir geçmişle, kendilerine yeni bir gelecek kurabilecekler miydi?


Övgüler

"Sizi aynı anda hem aşka hem de karanlığa boğacak bir kitap. Kitabın sonu için ise... Vay be!"
-Merve Akıncı, Şahmelek romanının yazarı-

"Yeni Bir Başlangıç, ilk görüşte aşkın varlığına ve ruh eşinizle aranızda koparılamaz bir bağ kurabileceğinize sizi inandırırken, şaşırtan kurgusuyla ise okuyucuyu kolayca içine çekmeyi ve hikâyenin bir parçası haline getirmeyi başarıyor."
- Burcu Büyükyıldız, Çilek Mevsimi romanının yazarı-

"Büyüleyici, sürükleyici ve gizemli!"
- Natasha Boyd, Aşka Var Mısın? romanının yazarı-

"Duygusal, beklenmedik ve kesinlikle ateşli."
- K.A. Tucker, On Küçük Nefes romanının yazarı-

"İnanılmaz derecede duygusal, romantik, seksi ve bağımlılık yaratıcı!"
- Samantha Young, Dublin Caddesi romanının yazarı-


Benim Yorumum

Merhabalar :D Kitap turumuz için okuduğum kitap bitti. Ben okurken eğlendim, güldüm, üzüldüm ve şaşırdım. Cidden bütün duyguların olduğu bir kitaptı. Kitabı çok sevdim ve kurgusu da gayet güzeldi. Ayrıca River mükemmel kesinlikle onunla tanışmalısınız. Ve Ben'i hiç sevmediğimi söyleyebilirim -_- 

Önce kitabı kısaca bir anlatayım. Kitap Dahlia ve çocukluktan beri tanıdığı sevgilisi Ben ile öğrenci birliklerinin partisinde başlıyor. Parti sonrası cadılar bayramında Dahlia ve en yakın kız arkadaşı Aerie bir bara eğlenmek için giderler. Aerie barda eğlenmek için kaybolurken Dahlia da içki almak için gider. O siparişlerini verirken gözleri yakışıklı ve  ona çok çekici gelen bir adama takılır. Gözlerini dikmiş ona bakarken o da bir anda ona bakar ve arada bir bağ oluşur. Henuz ünlü olmayan Wilde Ones'in solisti River'la flörtleşirken onu sahneden çağırırlar. River sahneye çıkmadan önce Dahlia'ya bir yere ayrılmamasını ve onu beklemesini söyler.


Fakat Dahlia aralarındaki çekimden korkar ve bir sevgilisi olduğu içinde arkadaşıyla orayı terk etmek zorunda kalır ama tabi ki River'ı hiç unutamaz. 

Ardından geçen uzun bir zamanda Dahlia trajik bir olay yaşar ve onun etkisinde uzun bir süre kalır. Aradan geçen aylar sonucunda yeni yeni toparlanmaya başladığı sırada arkadaşının teklifiyle hayata dönme kararı alır. Aynı zamanda o teklif sayesinde River'la tekrar karşılaşıcak olmanın heyecanı içindedir.


Kitabın kapağı yüzünden bazen ön yargıyla yaklaşımlar oluyor bu normal ama zaten her kitapta olan +18'lik kısımlar var. Ben kitabı çok sevdim. Romantik bir aşk kitabıydı ve keyifle okudum. Ayrıca kitabın sonu çok şaşırtıcıydı. Tamam bir bölümde River'ın gördüğü rüyadan ortaya böyle bir şey çıkabileceğini biliyordum ama buna ihtimal vermedim. Yazar kitabı çok iyi bitirmiş ikinci kitap için meraklanmalar başladı bile :) 

Ayrıca kitabın ayraçını çok sevdim ki zaten yabancı yayınlarının bütün ayraçları bir harika :') 

Kitabın mükemmel alıntıları için Mavi Kelebekler Kitap Turu sayfasına göz atabilirsiniz.


Alıntılar

"Neye benziyorum? Ağır yük katırına mı"
"Seni hiç öyle düşünmemiştim. Zaman zaman bir eşeğe benzettiğini olmuştu ama bir katıra asla." 

"Sen benim ömrümde bir kez başıma gelenimdin."

Gecenin karanlığına bakıp bir çığlık atarken gözlerimden bir yaş damlıyor.
"Birlikteliğimizi neden devam ettiremedik."

"Nereden gelirse gelsin üzerimizdeki her bir yara izinin mutlaka bir güzelliği vardır."

"Ya benimle mutluluğu yakalayamazsa? Ya onunla olan bağlarını tamamen koparamazsa?" 

Temmuz 03, 2015

Hayallerimiz Sen ve Ben - Jennifer E. Smith // Kitap Yorumu

Temmuz 03, 2015 0 Comments
Kitap: Hayallerimiz Sen ve Ben
Orjinal Adı: The Geography of You and Me
Yazar: 
Jennifer E. Smith
Yayınevi: Novella Yayınları
Tür: Genç Yetişkin, Çağdaş, Romantizm
Sayfa Sayısı: 352
Goodreads Puanı: 3.71
Benim Puanım: 5/5
Satın Almak İçin: D&R, Kitapyurdu, Okuoku







Arka Kapak


Yıldızların ışığı kalbe giden yolu aydınlatır...


Bambaşka hayatları olan Lucy ve Owen, bir gün tüm şehirde elektriklerin kesilmesiyle yaşadıkları apartmanın asansöründe mahsur kalırlar. Bu süre zarfında yakınlaşan iki genç kurtarıldıktan sonra tüm geceyi karanlık Manhattan sokaklarında geçirirler. Gecenin sonunda, yıldızların altında hayallerinden bahsederken derin bir uykuya dalarlar.

Paylaştıkları bu özel gecenin ardından Lucy Avrupa'ya, Owen da Amerika'nın batısına doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Edinburgh'tan San Francisco'ya, Prag'dan Portland'a uzanan serüvenleri boyunca uzaktan da olsa haberleşmeye devam ederler. 

Dünyanın iki farklı ucuna savrulan Lucy ve Owen'ın yolları tekrar kesişebilecek midir?



"Hayallerimiz Sen ve Ben, sizi herkesin hayallerindeki o yere, aşkın mesafeleri aşabildiği o büyülü yere götürecek."
-Huntley Fitzpatrick-

"Kırılgan bir uzun mesafe ilişkisi… Özellikle uzaktan birbirini seven insanların çok iyi anlayacağı modern ve büyüleyici bir hikâye."
-Vanity Fair-

"Jennifer E. Smith, içten ama hüzünlü ve derin hayal kırıklıklarıyla bezenmiş romanların yazarı. Owen ve Lucy'nin hikâyesi, yolları ayrılan iki gencin romantik ve şiirsel bir anlatısı."
-Publishers Weekly-


Yorumum

Ve kitap biter. Ya ama nasıl biter. Ya bayıldım. Süperdi. Cidden cidden süper. Kitabın kurgusu, karakterler, olaylar müthişti. Ayrıca kitabın kapağına ve iç tasarımına bittim :D yani bayıldım. Kitabı sevmeyenler tabiki olabilir. Buna üçüncü kişi ağzından anlatılmış olması da neden olmuş olabilir. Ama bu benim gözüme o kadar da batmadı. Kitapta karakterler sürekli seyehat ettikleri için -ki bu benim en büyük hayalim :')- ben çok sevdim. Özellikle gittikleri bazı yerlerden bahsederken falan bende oradaymışım gibi hissettim. Çok fazla merak ettiğim Paris, Prag, Londra, San Francisco, New York falan sevdiğim ve merak ettiğim yerlerdi. İskoçya da güzelmiş hani :)

Lucy ve Owen çok tatlıydılar ama tabi ki bazı yerlerde sinir olmadım değil. Bazı yerlerde ki betimlemeler falan güzeldi. Kitapta bana göre durağan sayfalar yada bölümler yoktu. Her sayfayı çevirdiğimde acaba şimdi ne olacak düşüncesindeydim. Diyeceğim o ki ben kitabı çok sevdim. Jennifer'ın diğer kitaplarını da alacağımı söylemek isterim. Çünkü alacağım :D Türkçeye çevrilen üç kitabından birini okudum -ki bunu instagramda ki turumuz olan Mavi Kelebekler kitap turumuz ile okuduk- kaldı ikisi ve en kısa zamanda okuyacağım. İngilizce bilsem ingilizce okurum ama ingilizcem o kadar iyi değil. O yüzden türkçeye çevrilmesini bekleyeceğim inşallah çevirisi yapılır.

Kitabın konusuna bakarsak yani nasıl başladığına bakarsak, Lucy ve Owen kaldıkları apartmanın asansöründe elektrik kesintisi yüzünden mahsur kalırlar. Ama bu bilindik elektrik kesintisi değil büyük bir kesinti bütün şehri kaplıyor neredeyse. 

Lucy zaten ara sıra Owen'ı görüyor. Apartmana yeni bina sorumlusu olarak taşındıklarında Lucy onları eşyalarını taşırken izlemişti. Bir kaç kere daha onu dışarda görmüş ama ona merhaba demek ve onunla tanışma fikri hep Lucy'e uzak gelmiş. Buna onu kimseyle konuşurken görmemesi, apartmandan kaçar gibi girip çıkması ya da Owen'ın gözlerindeki uzak bakışlar neden olmuş olabilir. 
Ama Owen hiç de göründüğü biri gibi değildir. Bunu Lucy, onunla tanıştığında daha iyi anlayacak. Owen'ın yaşadığı şeyler hiçte kolay değil.
Ayrıca ben Owen'ın yıldızlara aşık olmasına bayıldım ki bunda yaşadığı şeyin de etkisi var ;)

Kısaca kitap Lucy ve Owen'ın asansörde mahsur kalmasıyla başlıyor. Ben kitabı çok sevdim. Bunda farklı yerleri görmeyi çok sevmem ve kitapta da böyle şeylerin olması tabi ki etken.
Ayrıca kitapta kartpostallarla ilgili yerler var. Tam söyleyemiyorum kitabı okuyacaklar için spoiler olmasın diye ama bende öyle istiyorum ya o olaylara bayıldım. Uzaktan uzağa :D Kitabı okumayanlar ne demek istediğimi tam anlayamadığı için ne diyor bu kız falan diyorlardır. Ama ne yapayım spoiler korkusu. Okumayanlara kitaptan spoiler vermek istemiyorum doya doya okusunlar :*

Ve bu kitabı yazarın nasıl yazdığını, kitabı yazarken neyden ilham aldığını öğrenmek isterseniz buraya bir tık tık yapın derim. 

Alıntılar


"Sadece seni görmek için geldim."


"Bir gecelik bir şeyin devam etmesi gerçekten nasıl beklenebilirdi? Küçük anlardan oluşan bir şeyi daha ne kadar uzatabilirdiniz? O sadece çatıdaki bir çocuktu. Lucy de sadece asansördeki bur kızdı. Belki bu sondu."


"Ya da Paris, böylece şehrin tam merkezini bana gösterebilirsin."
"Ve sende bir dilek tutabilirsin."
"Seninki neydi?" Diye sordu. Bir gün yine gitmek mi?"
"Tam değil aslında."
"Neydi peki?"
"Bir gün buraya geri gelmek." 

Kitabı okurken dinleyebileceğiniz şarkılar

Novella Yayınlarına Katkılarından Dolayı
Teşekkür Ederiz...

Not: Alıntılarda ve Playlistte emeği geçen @sweetbookgirl_ ve @sisterhoodofbooks hesaplarına teşekkür ederim.